Birkaç gün önce Erzincan yine bir trafik kazasında yitirdiğimiz gencimiz Birdal Özperçin'e ağlamıştı. Henüz Birdal'ın acısı tazeliğini korurken üniversite öğrencimiz Oğulcan Derya'nın yine bir trafik kazasında hayatını kaybetmesi hepimizi tarifi zor duygulara sevk etti.
Ailesinin tek çocuğu olduğunu öğrendiğimiz Oğulcan Derya kimbilir hangi duygularla Erzincan'a gelmişti.
Üniversite tercihlerini yaparken Erzincan'ı araştırmış mıydı? Kaçıncı tercihiydi acaba?
Bilgisayar Mühendisliği bölümünü okumak için gelmişti. Bilgisayar ve mühendis kelimeleri yan yana gelince zeka ve bilimin harmanlanmış halini anımsatıyor bende.
Erzincan Üniversitesi 2006 yılında kuruldu. Kuruluş kararı açıklandığında Erzincan merkezde özellikle Cumhuriyet Meydanı ve çevresinde davul zurnalar çalınmıştı. Ne olup bittiğini anlamayanlar birbirine sorarak davul zurnanın Erzincan Üniversitesi'nin kurulmasının onaylanmasıyla alakalı olduğunu öğrenince yüzlerinde güzel bir tebessümle yollarına devam ettiklerine şahsen ben şahit olmuştum. Kendi gözlemime göre Erzincan Üniversitesi ilk dönemlerinde özellikle güneydoğuda yaşayan öğrencilerin tercih ettiği bir üniversiteydi. Özellikle bu yıl hem öğrenci sayısında ki yüksek orandaki artış ve öğrenci çeşitliliği gözümüzden kaçmadı. Artık Erzincan'da siyah tenli, yabancı öğrencilerimizde vardı.
Yazın gurbetçilerimizle renklenen ve hareketlenen Erzincan, kışın öğrencilerimizle hareketlenmeye başladı.
Hiç unutmuyorum, üniversitenin ikinci veya üçüncü yılı olması lazım, bir gurup öğrenci konu neydi hatırlamıyorum, Cumhuriyet Meydanı'nda bir protesto eylemi gerçekleştiriyordu. O dönemde radyo programcısıydım. Ortalık biraz karışmıştı. Neler olduğunu anlamak için meydanda turladığımda polisin protestocu öğrencileri gözaltına aldığını protestolar esnasında yerel insanlardan bir kaç cahilinde öğrencileri tartakladığını duymuştum. Cahil diyorum neden derseniz, olaylar yeni yeni yatışmaya başlamış o esnada bir kaç henüz gelişim evresinde olan yeni yetmenin "gördünmü çocuğa kurtlar vadisi'nde ki adam gibi vurdum" gibi dünyaları tv ve tv dizilerinden ibaret olan kişilerin kahkahalı sohbetlerine tanık olmuştum. Akşam radyo programımda bu konuya değinmesem olmazdı. İnsanları eleştirdim. Daha dün üniversite açılıyor diye şehrin dört bir noktasında davul zurna çaldıran, şehrimizde üniversite kuruluyor diye sevinç gösterileri yapanlara seslendim. Üniversite demek çeşitlilik demek, üniversite demek eleştiri- özeleştiri demek. Bazıları çıkıp bazı konularda fikrini açıklayacak. Gerekirse tepkisini gösterecek. Sen katılmıyorsun diye saldırıya mı geçmen gerekir?
Bunun dışında üniversitemizle ilgili farklı bir gözlemimde Erzurum'un tekelinde, Erzurum'un bir şubesi görünümündeydi. Üniversiteden kiminle tanışsam Erzurumlu. Yöneticisi, öğretim görevlisi, memuru, temizlikçisi hepsi. Erzurum ile ilgili bir sorunum yok ama Erzincan Üniversitesi havasını alamamıştım. Sanırım bu durumda bir nebzede olsa aşıldı gibi.
Özellikle 2022 eğitim döneminde gerek üniversitede ki bölümlerin çeşitliliği ve öğrenci çeşitliliği dikkatimizden kaçmadı. Şehrin sokaklarında zenci öğrenciler görmek, Türki Cumhuriyetlerden gelmiş çekik gözlüler görmek beni içten içe mutlu ediyor. Ve şuan hemen hemen her bölüm mevcut.
Yurt sorunu, ulaşımda sorun olup olmadığı. Ardarda yapılan ulaşım zamlarının öğrencilere etkisi. Bunlar ayrı bir başlık altında detaylı incelenmesi ve düzenli kontrol edilmesi gereken konular.
Açık Öğretim Fakültesi Sosyal Medya Uzmanlığı okuyorum. Sınav için Erzincan Üniversitesi'ne gidiyorum. Otobüs durağında üniversiteye giden otobüse biniyorum. Büyükşehirlerin birinde kullanılmış, hantal, ilkel ve mazot kokan uzun bir otobüse tıkış tıkış biniyoruz. Ayakta zor bela vidaları çıkmak üzere olan bir demire tutunuyorum. Yolda giderken bu öğrencilerin bize emanet olduğunu düşünüyorum ve böyle ilkel araçlarla şehir merkezinden okula taşınmalarından bir Erzincanlı olarak utanıyorum. Çok mu zor daha kaliteli, güvenilir ve mazot kokmayan şoförü düzgün giyimli ve konuşması düzgün olan bir araç, bir toplu taşıma imkanı sunamazmıyız diye düşünüyorum. Ele alınması gereken bir konu olduğunu düşünüyorum.
Sınav için üniversiteye gittiğimde mühendislik fakültesi olduğunu gördüm. Bünyesinde Bilgisayar Mühendisliği Bölümü olduğunu Oğulcan Derya haberi ile öğrendim.
Oğulcan ailesinin tek çocuğu zeki bir öğrenciydi. Kim bilir ne hayallerle gelmişti etrafı dağlık ortası bağlık Şirin Erzincan'a. Oğulcan Derya trafik kazasında henüz birinci sınıfken, henüz Erzincan ile kaynasmamışken 20 yaşında bir sürücünün çarpması sonucu hayattan, ailesinden, arkadaşlarından ve Can Erzincan'dan koparıldı. Maalesef Oğulcan'ın ailesi ve yakınları her zaman Erzincan'ı bu acı olayla anacak ve hatırlayacak.
Bu öğrenciler bize emanet. Lütfen onlara sahip çıkalım. Bizlerinde çocukları farklı illere gidip oralarda yaşıyor, okuyor, hayata atılmaya çalışıyor.
İnsan hayatı bu kadar ucuz olmamalı. Gencecik insanlarımızı artık şu trafik belasına kurban vermeyelim.
Oğulcan Derya'ya Allah'tan rahmet, kederli ailesine ve arkadaşlarına sabır diliyorum.