Erzincan'dan Bir Alaattin Tuncay Geçti

Erzincan'ın sevilen simalarından iş insanı Alaattin Tuncay tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetti. Binlerce kişi son yolculuğunda Tuncay'ı yalnız bırakmadı.

Abone Ol

Erzincan’ın sevilen iş  insanlarından Alaattin Tuncay yakalandığı amansız hastalık nedeniyle tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetti.

Erzincan’da iş dünyasının sevilen ismi, her kesimden insan ile iletişim kurmayı başarmış, pazarlama ve girişim derslerinde örnek olarak paylaşılabilecek bir ticari kabiliyet.

Uzun süredir böbrekleri ile alakalı bir rahatszlıktan dolayı tedavi gören Tuncay, kademeli olarak iş hayatından çekilmiş  tedavisine ve kendisine zaman ayırmaya başlamıştı.

Alaattin Tuncay ile Erzincan’da yaşayan hemen hemen herkesin mutlaka bir diyaloğu olmuştur gibime geliyor. Yüz yüze tanışmamış olan dahi en az bir kez ismini duymuştur.

1970 Kelkit doğumlu olan Alaattin Tuncay, pek çok Kelkitli vatandaşımız gibi ailece Erzincan’a yerleşmiş ve ekonomik hayatlarını Erzincan’da şekillendirmeye karar vermiş bir ailenin ferdi. İlk dönemler Erzincan’da ticari hayata çaycılık ile başladığını öğrendiğimiz Alaattin Tuncay, minyon yapısı, cana yakınlığı ve heyecanlı davranışları ile hem insanların yüzlerinde tebessüm oluşturmuş hem de beğenilerini kazanmış bir isim. Çaycılık yaptığı dönemde çay dağıtımı yaptığı insanların çoğunluğu ve köylülerininde inşaat ile uğraşması Alaattin Tuncay’ıda inşaat sektörünün içine çekmeye başlamış. Tuncay, ustalık yerine inşaat ustalarına malzeme satmayı tercih etmiş.
Merkez Çarşısı’nda küçük bir dükkanda inşaat malzemesi satışına başlayan Tuncay, sempatik tavırları , insanlara sunduğu çözüm önerileri, ödemelerde sağladığı kolaylıklarla halkın içinden biri olduğunu sonuna kadar hissettirmiş ve kendisini sevdirmeyi başarmış bir isim.

Alaattin Tuncay’ın esnaflığı, ticari bakış açısı incelenmeli ve İşletme, Pazarlama alanlarında eğitim gören öğrencilere gerek girişimcilik gerekse ticari anlamda kişisel gelişim ve iletişim dallarında örneklemeler yapılarak paylaşılabilir.

Bizimde inşaşat malzemeleri satışı yapmaya karar verdiğimiz bir aile işletmemiz vardı. İşletmeyi Erzincan merkeze bağlı Ulalar Beldesi’nde açmaya karar vermiştik. Sizde de var mı bilmiyorum ama benim çevremde pek çok yakınım bu tarz girişimlerde bulunduğunuzda hemen önünüzü kesmeye çalışır, işin olumsuz yönlerini söyleyerek sizi vazgeçirtmeye çalışır.
Ulalar Erzincan’a 5 – 6 km mesafede nüfus yoğunluğu olan bir beldeydi. Belediyeye ait dükkanların ihale usülü kiraya verileceğini duyunca bizde talip olduk. Ne satabilirdik araştırmalarını yaptığımız süreçte kömür – çimento ile   tarım ve hayvancılıkta kullanılan gereksinimler ile inşaat malzemesi taleplerinde insanların Erzincan merkeze gittiğini gözlemledik.
Hevesimizi ve girişimimizi kırmamaları adına dükkanı kiraladıktan sonra çevremizde ki insanlarla bu girişimimizi paylaştık.
Ve dediğim gibide oldu. Ya siz ne anlarsınız inşaat malzemelerinden. Sizin Ulalar’da ne işiniz var gibi söylemeler ve benzerleri  ard arda gelmeye başladığında cebimden anahtarı çıkarıp geç kaldınız dükkanı tuttum, gerekli resmi başvuruları yaptım cevabını hemen yapıştırıyordum.
Ulalar’da Semizler Yapı adında inşaat mazlemeleri satışı yapacak olan bir iş yeri açacağımızı duyan ve kendiside esnaf olan amcam, madem böyle bir işe girişmeye karar verdiniz seni birisine göndereceğim. Tuncaylar yapı var. Adamın ismi Alaattin Tuncay. Geçen gün ufak bir malzeme alacaktım. Mesai bitimiydi malzemeyi depodan verdi. Ödemeyi bir ara gönderirsin şuan kapalıyız dedi. Git hem borcumu ver hem de Alaattin Tuncay ile tanış. Adamı gözlemle  dedi amcam.

Parayı alıp Alaattin Tuncay’ın dükkanına gittim. Beni bir karşılama karşıladı anlatamam. Küçük büyük farketmez iş yerine gelen herkese aynı muamele. Beni bir karşıladı. Hemen yanındakilere ilker kardeşime bir soğuk kuşburnu getirin dedi. Ağustos sıcağı. Öyle pek kuşburnu ile de alakam yok. Ama o içitiğim soğuk kuşburnu suyu benim ayaklarımı yerden kesti. Hatta yeri gelmişken şunuda belirtmek isterim. Bence Alaattin Tuncay’ın bir özelliğide, soğuk kuşburnu suyunu Erzincan’a sevdiren isim diyebiliriz.
Kendine has tabirleri vardı. İnsanlara sultanım, hünkarım gibi hitaplarda bulunur karşısındakini onure ederdi. Yardım sever bir insandı.
Ben amcamın ödemesini yaptıktan sonra sohbet esnasında beni radyoda dinlediğini ve ismimi bildiğini ama benimle ilk defa yüz yüze geldiğini söyledi. Kuşburnu zaten beni benden almıştı birde radyoculuk dönemimde beni tanıdığını belirtmesi beni başka bir mutlu etmişti. Bir ara kardeşlerimle birlikte  Ulalar’da inşaat malzemeleri satışı yapacağımız bir iş yeri açacağımı söylesem mi söylemesem mi diye kafamdan geçirirken Alaattin Tuncay radyo prgramımda canlı yayına katılan biri dinleyicim ile aramda geçen komik bir diyaloğu anlatıyordu. Sohbetimizin finaline doğru kendisiyle aynı sektörde iş yapacağımı söyledim. Zaten o küçük dükkana giriş çıkış yapanların haddi hesabı yok. Yani ona rağmen yine bana zaman ayırdı ve güzel sohbet ettik. İnşaat mazlemeleri satışı yapacağımızı söyleyince, her çeşit bize destek olabileceğini, isterse toptancılarla taşıştırabileceğini, bulamadığımız alma imkanımız olmayan ürünlerde de bize her türlü desteği sağlayacağını, iş alırsak usta bulma sorunu yaşarsak usta yönlendirebileceği gibi yüzlerce imkan sundu bana. O konuşurken çok içten, söünü bölmeden kendisini dinledim. Hiçbir art niyet, bir kıskançlık olmadan samimi bir şekilde desteğini sundu bana. Sonrasında diyaloğumuz, ticari işlerimiz oldu. Gündüz nalbur akşamları radyocu olarak çalışmalarımı sürdürürken Alaattin Tuncay bazı özel günlerde radyo reklamları konusunda da beni arar,reklam verir, fikir alışverişlerinde bulunurdu.
En son Ergenekon Mahallesi’nde otobüs durağında otobüs bekliyordum. Yürüyüş yapıyordu. Karşılaştık. Sohbet ettik. Hastalığını annlatı bana. Çok zayıflamıştı.
Bugün vefat ettiği haberini duyunca içimden “Erzincan’dan bir Alaattin Tuncay geçti” dedim.

Allah rahmet eylesin mekanı cennet olsun.